This site uses cookies.
Some of these cookies are essential to the operation of the site,
while others help to improve your experience by providing insights into how the site is being used.
For more information, please see the ProZ.com privacy policy.
This person has a SecurePRO™ card. Because this person is not a ProZ.com Plus subscriber, to view his or her SecurePRO™ card you must be a ProZ.com Business member or Plus subscriber.
Affiliations
This person is not affiliated with any business or Blue Board record at ProZ.com.
Turkish to German: AİHM General field: Law/Patents Detailed field: Law (general)
Source text - Turkish Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümler uygulanır.
Türkiye’de yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyetin temel ilkelerine, millî güvenliğe ve genel ahlâka aykırı yayımlardan mahkûm olma halinde, mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır; bunlar hâkim kararıyla toplatılır”.
Translation - German Allgemeine Regel werden auf der Zwangsverwaltung und Beschlagnahme der regelmäßigen und unregelmäßigen Zeitschrifte wegen der strafrechtliche Ermittlung und Strafverfolgung angewendet.
Wenn die in der Turkei veröffentlichten regelmäßigen Zeitschrifte gegen die unteilbaren Integrity der Staat mit dem Land, die Grundprinzipe der Republik, die Staatssicherheit und den Sittenwächter verstoßen, können sie durch die Gerichtsentscheidung vorübergehend geschlossen werden. Alle Zeitschrifte, die die Besonderheit der Fortsetzung der geschlossenen regelmäßigen Zeitschrifte deutlich haben, sind verboten; sie lassen durch die Entscheidung der Richter gesammelt werden.
German to Turkish: Die Medien und der Schutz der Unabhängigkeit und Autorität der Justiz General field: Law/Patents Detailed field: Law (general)
Source text - German Die Medien können Stimmung machen und Druck aufbauen, dem sich nicht nur Politiker schwer entziehen können, sondern der sich auch auf die Justiz auswirkt. Gefährden die Medien die Unabhängigkeit der Justiz? Bedarf die Dritte Gewalt mehr Schutz vor der „Vierten Gewalt“? Lassen Sie mich mit drei Thesen aus deutscher Sicht zum Thema beginnen:
1. Die Medien gefährden nicht die Unabhängigkeit und Autorität der Justiz.
2. Kritik der Medien kann die Justiz stärken.
3. Eine aktive Pressearbeit der Gerichte ist sehr zu empfehlen.
Translation - Turkish Medya hem siyasetçilerin cevap vermeden kaçınabilecekleri hem de yargıyı etkileyebilecek atmosfer ve baskı yaratabilir. Peki, medya yargının bağımsızlığını tehdit eder mi? Üçlü Kuvvet’in [ç.n. Üçlü kuvvetten yasama, yürütme ve yargı kastediliyor] „dördüncü kuvvete“ karşı korunmasına gerek var mı? Alman bakış açısından üç başlık ile konuya gireceğim:
1. Medya yargının bağımsızlığını ve otoritesini tehdit etmez.
2. Medya eleştirileri yargıyı güçlendirebilir.
3. Mahkemeler için faal bir halkla ilişkiler şiddetle tavsiye edilir.
German to Turkish: Berichterstattung vor, während und nach dem Gerichtsverfahren General field: Law/Patents Detailed field: Law (general)
Source text - German Die Hauptverhandlung vor dem erkennenden Gericht findet öffentlich statt. So bestimmt es § 169 Satz 1 GVG. Das Gerichtsverfassungsgesetz trat mit einem ganzen Bündel weiterer grundlegender Gesetze vor über 100 Jahren in Deutschland in Kraft wie zum Beispiel der bis heute gültigen Strafprozessordnung und der Zivilprozessordnung. Der Grundsatz der Öffentlichkeit ist von zentraler Bedeutung. Die Öffentlichkeit soll eine Kontrolle der ansonsten völlig unabhängigen Gerichtsbarkeit bewirken
Translation - Turkish Mahkemeden önce baş duruşma halka açık bir şekilde vuku bulur. Anayasanın 169’ncu paragrafının 1’nci cümlesi de bunu belirtmektedir. Anayasa bugün geçerli olan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu gibi Almanya’da 100 yılı aşkın bir süre önce bütünüyle yürürlüğe sokuldu. Umumiyetinin nedeni içinde saklı. Kamuoyu tamamen bağımsız olan yargının kontrolünü etkilemeli.
German to Turkish: Stolpe-Doktrin General field: Law/Patents Detailed field: Law (general)
Source text - German In jeder Sprache gibt es eindeutige, mehrdeutige oder unscharfe Äußerungen. „Es war bloß ein Wahlversprechen! Darf man sich etwa nicht mehr versprechen?“, sagte ein Politiker. Ein Gast bestellt im Restaurant „ein großes Bier“. Was wird ihm gebracht? In Berlin ein halber, in München aber ein ganzer Liter.
Translation - Turkish Her dilde tek anlamlı, çok anlamlı ve yahut kesin olmayan ifadeler vardır. „ Sadece bir seçim sözüydü! Artık bir şeylere söz vermek gerekli mi?“ , demişti bir siyasetçi. Restorandaki bir müşteri „büyük bir bira“ ısmarlar. Peki, ona ne götürülecek? Berlin’de olsa yarım litre bira, Münih’te olsa bir litre bira götürülür.
German to Turkish: Arthur und die vergessenen Bücher General field: Art/Literary Detailed field: Poetry & Literature
Source text - German Prolog
Ein käsiger Mond tauchte das winzige Pyrenäendorf inmitten
der zerklüfteten Felslandschaft in ein fahles Licht, als sich zwei
dunkle Gestalten aus der Tür des Dorfgasthauses stahlen. Sie
verharrten einen Moment regungslos, als wollten sie überprüfen,
dass niemand ihnen gefolgt war; dann huschten sie, immer
im Schatten der geduckten Gebäude, um den Dorfplatz herum
und verschwanden in einer Gasse.
Nach wenigen Metern erreichten sie einen Pfad am Dorfrand,
der sich den Berghang entlang nach oben schlängelte. Schweigend
folgten sie ihm, bis sie etwa zwanzig Meter über dem Dorf
waren.
Im Mondlicht konnte man erkennen, dass es sich bei den beiden
um eine junge Frau und einen jungen Mann handelte. Sie
trugen schwarze Hosen und schwarze Pullover und hatten sich
dunkle Wollmützen über die Haare gezogen.
Die Nacht war kalt. Ein feiner Nebel lag über der Landschaft,
und der Atem der beiden Schwarzgekleideten formte kleine
Schleier vor ihren Gesichtern. Der Mann zog eine große Taschenlampe
aus der Tasche, die über seiner Schulter hing.
»Bist du verrückt?!«, zischte die Frau. »Was ist, wenn uns
jemand sieht?«
»Wir sind weit genug vom Dorf entfernt«, erwiderte der
Mann. »Außerdem schlafen die Dorfbewohner alle. Du musst
nicht so nervös sein.«
»Ich bin nicht nervös, ich bin nur vorsichtig. Wir machen
schließlich keinen Vergnügungsausflug. Und ich habe nicht die
geringste Lust, die nächsten Jahre in einem spanischen Gefängnis
zu verbringen.«
Widerwillig stopfte der Mann die Taschenlampe wieder zurück.
»Wir können die Sache immer noch abblasen. Ich habe
sowieso kein gutes Gefühl dabei.«
»Ach, kommen jetzt wieder die Gewissensbisse?«, fragte seine
Begleiterin mit sarkastischem Unterton. »Wer hat denn gesagt:
Lass uns das Buch holen? So weit ich mich erinnern kann, bist
du das gewesen.«
Der Mann antwortete nicht, und sie setzten ihren Aufstieg
stumm weiter fort. Der schmale Pfad, dem sie folgten, wurde
immer wieder von den Schatten großer Felsbrocken verschluckt,
die wie gigantische Spielklötze über den Abhang des
Hügels verstreut lagen. Irgendwo in der Ferne heulte ein Wolf.
Das Heulen wurde vereinzelt von Hundegebell erwidert.
Ungefähr dreißig Meter über ihnen schälten sich aus der Felswand
die Umrisse eines geduckten Gebäudes heraus.
Translation - Turkish
GİRİŞ
İki karanlık gölge köyden ayrıldıklarında bembeyaz parıldayan ay Pyrenäen köyüne soluk bir ışık saçıyordu. İki karanlık gölge hiç kimsenin onları takip etmediğinden emin olmak için bir an kımıldamadılar. Bu esnada da etrafı kontrol ediyorlardı. Daha sonra gölgeleri köy meydanındaki binaların gölgeleri içine karıştılar ve dar bir sokakta gözden kayboldular.
Birkaç metre sonra dağ eteği boyunca uzanan bir patikaya vardılar. Yaklaşık 20 metre yükseğe çıkana kadar patikayı takip ettiler.
Ay ışığında gölgelerin genç bir kadın ile genç bir adama ait olduğu anlaşılıyordu. Siyah pantolon ve siyah kazak giyiyorlardı ayrıca başlarında koyu renkli yün bereler de vardı.
Gece soğuktu. Tüm köye sis çökmüştü. Siyahlar içindeki iki gencin nefesleri yüzlerini bir maske gibi örtüyordu. Adam omzundaki çantadan büyük bir fener çıkardı.
“Delirdin mi sen?” diye azarladı kadın. “Bizi biri görürse, ne olur biliyor musun?”
“Köyden yeterince uzaktayız.” dedi adam. “Ayrıca tüm köy halkı uyuyor. Bu kadar gergin olmana gerek yok.”
“Gergin değilim, sadece dikkatliyim. Sonuç olarak bir eğlence gezisi yapmıyoruz. Gelecek yıllarımı bir İspanyol hapishanesinde geçirmeye hiç niyetim yok.”
Adam isteksizce el fenerini tekrar çantasına geri soktu. “Bu işte birlikteyiz, ama içimde hiç iyi bir his yok.”
“Offf, yine mi pişman oldun şimdi?” diye sordu eleştirel bir tavırla kadın.”Acaba kim demişti kitabı alayım diye? Hatırladığım kadarıyla o sendin.”
Adam cevap vermedi ve sessizce yollarına devam ettiler. Takip ettikleri dar patikanın üzerine tepenin yamacında bulunan büyük kayaların gölgeleri düşüyordu. Uzaktan bir yerlerden bir kurt uluyordu. Ulumaya son olarak köpek havlamaları da katılmıştı.
German to Turkish: Strafverteidigung und Medien General field: Law/Patents Detailed field: Law (general)
Source text - German Der Beitrag ist wie folgt gegliedert: Zunächst werden die hinter dem Thema stehenden Problemstellungen kurz aufgezeigt (1.). Sodann werden die sich aus der Rechtsprechung ergebenden Anforderungen an die Strafverteidigung dargestellt (2.); anschließend wird auf die Problematik der Eigen-Vermarktung des Strafverteidigers eingegangen (3.). Am Ende des Beitrages steht ein kurzes Fazit (4.).
Translation - Turkish Makale aşağıda belirtilen sıraya göre biçimlendirilmiştir: İlk olarak arka planda kalan sorun tanımlamasına kısa bir şekilde değinilecek. (1.). Daha sonra cezai savunma için yargı tarafından görülen gereklilikler anlatılacak (2.). Savunma avukatının kendini pazarlama sorununa giriş yapılacak (3.). Makalenin sonunda kısa bir sonuç yazısı olacak (4.).
English to Turkish: Project Summary General field: Bus/Financial Detailed field: Government / Politics
Source text - English
PROJECT SUMMARY
Project title Common solutions to common problems
Lead Partner (name/country) ........ Primary School - .....
Partners ....... Nursery School - ........
Priority axis Axis 1: Sustainable Social and Economic Development
Area of intervention 1.1: Improvement of the social development and social cohesion links
Duration (in months) 12 months
Total budget (in タ) 127 745,96 タ
Project Objectives Overall:
? To promote social cohesion among people and local communities in Kirklareli, Turkey and Bourgas, Bulgaria
Specific:
? To support cross-border cooperation between....... Nursery School - Kirklareli and "....... Primary School - Bourgas
? To promote and cultivate traditional local folklore and arts in the two communities;
? To improve motivation and skills of teachers from both schools to work in multi-ethnic environment;
? To establish atmosphere of tolerance and intercultural understanding in both schools and local communities in Kirklareli and Bourgas.
Project Activities Activity 1: Development of PRAG tender documentations and selection of subcontractors
Activity 2: Official opening press conference in Bulgaria
Activity 3: Official opening press conference in Turkey
Activity 4: Days of Friendship in Bulgaria
Activity 5: Information and publicity activities
Activity 6: Renovation of the Art Studios in ...... Primary School
Activity 7: Equipping the Art Performance Hall of ......Nursery School
Activity 8: Conducting dance workshop in Turkey
Activity 9: Conducting art and dance workshop in Bulgaria
Activity 10: Conducting rhythmic music workshop in Turkey
Activity 11: Children's Festival in Bourgas
Activity 12: Children's Festival in K�rklareli
Activity 13: Conducting final seminar in Bulgaria
Activity 14: Conducting final seminar in Turkey
Activity 15: General management of the project
Project Results ? Promoted and cultivated art, music and dance traditions;
? Transferred good practices for working in multi-ethnic environment;
? Established tolerance and intercultural understanding in both schools and local communities in Kirklareli and Bourgas;
? Raised number of people presented with art, music and dance traditions of cross-border areas;
? Raised number of people working in intercultural environment;
? Renovated school premises for practicing art in Bourgas;
? Equipped school premises for practicing music and dance in Kirklareli.
Target Groups ? 20 teachers of "Vassil Levksi" Primary School in Bourgas;
? 400 pupils of "..... Primary School in Bourgas
? 10 teachers of....... Nursery School in Kirklareli
? 220 pupils of ...... Nursery School in Kirklareli
? 700 guests of the performances, exhibitions, festivals in Bourgas and Kirklareli
Translation - Turkish
Ek 1
PROJE ÖZETİ
Proje başlığı Ortak sorunlara ortak çözümler
Baş ortak
(isim/ülke)....... İlköğretim Okulu - Bourgas, Bulgaristan
Ortaklar ...... Anaokulu - Kirklareli, Türkiye
Öncelik ekseni Eksen 1: Sürdürülebilir Ekonomik ve Sosyal Kalkınma
Müdahale alanı 1.1: Sosyal Kalkınmanın ve sosyal bütünleşme bağlantılarının geliştirilmesi
Süre(ay) 12 ay
Toplam bütçe
(€ cinsinden) 113 832,36 €
Projenin Amaçları Genel:
Türkiye, Kırklarelinde ve Bulgaristan Bourgas’da insanlar ve yerel topluluklar arasında sosyal bütünleşmeyi teşvik etmek
Özel:
Kirklareli ve Bourgas’daki okullar arasında sınır ötesi iş birliğini desteklemek
İki topluluktaki geleneksel yerel folklor ve sanatı teşvik etmek ve geliştirmek
Multi etnik çevrede çalışma için her iki okuldan öğretmenlerin motivasyonlarını ve yeteneklerini geliştirmek
Kirklareli ve Bourgas’daki her iki okul ve yerel topluluklarda hoşgörü ve kültürler arası anlayış atmosferi kurmak
Proje Faaliyetleri Faaliyet 1: PRAG ihale belgelerinin gelişimi ve taşeronların seçimi
Faaliyet 2: Bulgaristan’da resmi halka açık basın konferansı
Faaliyet 3: Türkiye‘de resmi halka açık basın konferansı
Faaliyet 4: Bulgaristan’da dostluk günleri
Faaliyet 5: Bilgi ve reklam çalışmaları
Faaliyet 6: ..... İlköğretim Okulundaki Sanat Stüdyolarının yenilenmesi
Faaliyet 7: ...... Anaokulundaki sanat performans salonunu teçhizatlandırmak
Faaliyet 8: Türkiye’de dans atölyesi kurmak
Faaliyet 9: Bulgaristan’da dans atölyesi kurmak
Faaliyet 10: Türkiye’de ritmik müzik atölyesi kurmak
Faaliyet 11: Bourgas’da çocuk şenliği
Faaliyet 12: Kırklareli’nde çocuk şenliği
Faaliyet 13: Bulgaristan’da final semineri düzenlemek
Faaliyet 14: Türkiye’de final semineri düzenlemek
Faaliyet 15: Proje genel yönetimi
Proje Sonuçları sanat, müzik ve dans geleneklerini teşvik etmek ve geliştirmek
Multi etnik çevrede iyi çalışma alışverişinde bulunmak
Kirklareli ve Bourgas’daki yerel topluluklarda hoşgörü ve kültürler arası anlaşma kurma
Sınır ötesi bölgelerin sanat, müzik ve dans geleneklerini sunan insan sayısını arttırma
İnterkültürel çevrede çalışan insan sayısını arttırma
Bourgas’da sanat çalışması için okul binasını yenileme
Kirklareli’nde müzik ve dans çalışması için okul binasını yenilemek
Hedef Gruplar Bourgas’daki .......i” İlköğretim okulunun öğretmenleri
Bourgas’daki “...... İlköğretim okulunun öğrencileri
Kirklareli’nde ....... Ana okulunun öğretmenleri
Kirklareli’nde ......Ana okulunun öğrencileri
Bourgas ve Kirklareli’nde performans, sergi ve festivallerin konukları
German to Turkish: Arthur und der Botschafter des Schatten General field: Art/Literary Detailed field: Poetry & Literature
Source text - German Prolog
Córdoba, im Jahre 978
Abul Hassan eilte durch die engen Gassen Córdobas.
Seine Djellaba, das knöchellange Gewand der Mauren, hielt er mit einer Hand gerafft, um schneller voranzukommen. Immer wieder wurde er von einem der vielen Passanten aufgehalten: Araber, Berber, Christen, Juden, Schwarze, Weiße – Córdoba war ein Schmelztiegel aller bekannten Kulturen. Eselskarren und Wasserträger manövrierten sich zwischen den Ständen und Fußgängern hindurch. Die Luft war erfüllt von den unvergleichlich sinnlichen Düften des Orients.
In den Gassen der Stadt herrschte ein reges Leben und Treiben. In den Läden und auf den Verkaufsständen am Wegesrand türmten sich die Waren: Töpfe, Honig, Wachs, Salz, Wein, Arzneimittel, Schuhe, Kräuter, Felle und vieles mehr. Käufer feilschten lautstark mit Verkäufern, Hunde bellten. Gewürzhändler boten ihre Mischungen aus fernen Ländern feil, indische Händler ihre edlen Schmuckstücke. Dazwischen standen die unzähligen Garbräter, von deren Rosten zahllose Düfte sich mit den übrigen Gerüchen mischten.
Abul Hassan lief vorbei an einem Färber, der in einem großen Kessel mit heißer Lösung Tücher mit einem dicken Holzstab hin und her zog, um ihnen die gewünschte Farbe zu verleihen. Er passierte Musikanten und Leimsieder und einen Barbier, der vor Zuschauern einem Mann den Zahn zog. Nichts an diesem Gewimmel interessierte ihn heute.
Heute hatte Abul Hassan nur ein Ziel: das rabad al-raqqaquin, das Viertel der Pergamenthersteller. Je näher er ihm kam, desto ruhiger wurde es in den Straßen. Hier stellte man das Material für die rund 60.000 Bücher her, die jedes Jahr in Córdoba verfasst oder kopiert wurden – ein einsamer Weltrekord.
Translation - Turkish Giriş
Cordaba, M.S. 978
Abul Hassan Cordaba’nın dar sokaklarında acele ile koşturuyordu.
Djellabasını, Fas halkının ayak bileğine kadar uzanan kaftanı, hızlıca yol almak için bir elinde tutuyordu. Sürekli yayalardan biri tarafından durduruyordu. Arap, Berberi, Hıristiyan, Yahudi, siyah, beyaz- Cordoba bilinen tüm kültürlerin kaynaştığı bir yerdir. Eşek arabaları ve su taşıyıcıları stantlar ve yayalar arasında hareket ediyordu. Hava, doğunun kıyaslanamaz derecedeki hoş kokusu ile doluydu.
Şehrin sokaklarında heyecanlı bir yaşam ve hareketlilik hâkimdi. Dükkânlarda ve yol kenarındaki satış alanlarında mallar yığılmış bekliyordu. Saksılar, bal, balmumu, tuz şarap, ilaç, ayakkabı, tohum ve daha fazlası. Satıcılar yüksek sesle müşterilerle pazarlık ediyordu, köpekler havlıyordu. Baharat satıcıları uzak diyarlardan getirdikleri karışımları ve yerli satıcılara krallara layık damak zevklerini sunuyorlardı. Bu arada havaya pas kokusu da karışmıştı.
Abul Hassan kalın tahta kaplarla sıcak havluları büyük bir kazanda onlara istenilen rengi vermek için sokup çıkartan boyacıya doğru koştu. Müzisyen, dilenci ve seyirciler önünde bir adama diş çıkartan bir berberinin önünden geçti. Bu telaşta onu hiçbir şey ilgilendirmiyordu.
Bugün Abul Hassan’ın sadece bir amacı var: rabad al-raqqaquin, parşömen üreticilerin çeyreği. Ona ne kadar yakın olursa, cadde de o kadar sakin olacaktı. Burada her yıl Cordoba’da yayımlanan veya kopya edilen yaklaşık 60.000 kitap için materyal bulunuyor – bu bir dünya rekoru.
More
Less
Translation education
Bachelor's degree - Selcuk University
Experience
Years of experience: 13. Registered at ProZ.com: Jan 2012.
German to Turkish (Turkey : Selcuk University) Turkish to German (Turkey : Selcuk Uni) Turkish to German (Turkey : Selcuk Uni) English to Turkish (Turkey: KPDS) Turkish to English (Turkey: KPDS)
Memberships
N/A
Software
Adobe Acrobat, Adobe Photoshop, Dreamweaver, MetaTexis, Microsoft Excel, Microsoft Office Pro, Microsoft Word, OmegaT, Subtitle Workshop, Powerpoint, Wordfast
Turkisch ist meine Muttersprache. Ich habe von der Germanistik an der Selcuk Universität absolviert. Ich habe Bachelor's Degree. Ich kann ihnen die Kopie meines Diploms senden.
Ich habe die Erfahrungen über die Übersetzung der wirtschaftlichen, legallen, kommerzielen, literarischen und akademischen Dokumentationen. Ich habe keine Erfahrung über Untertiteln. Aber ich kann "Subtitle Workshop" Programme verwenden. Außerdem habe ich viele Bücher übersetzt. Ich habe beim Epsilon Verlag und Nemesis Verlag gearbeitet. Ich habe
"Arthur und die vergessenen Bücher- Gerd Ruebenstrunk", "Arthur und der Botschafter der Schatten- Gerd Ruebenstrunk", "Die Schändung- Jussi Adler Olsen", "Die Schachnovelle-Stefan Zweig" und " Das Lächeln der Fortuna- Rebecca Gable" übersetzt.
Während ich die Bücher von Deutsch in Turkisch übersetzt habe, erhalte ich die Recherchiergewohnheit. Außerdem sollte ich logische Texte produzieren um besser für die Zielkultur verstanden zu werden. Weil ich das Buch übersetze, soll ich auf die türkischen Gramer beachten. Deswegen herrsche ich um die türkischen Gramer.
Ich übersetze täglich raumlosen Buchstaben zwischen 15.000 und 20.000.
Keywords: german, turkish, english, translator, translation, economic, law, commercial, computer, web site. See more.german, turkish, english, translator, translation, economic, law, commercial, computer, web site, proofreading. See less.